Jason Voorhees’in su altına hapsedilmiş haldeyken kazara uyanması ve mezuniyetlerini kutlamak üzere Manhattan'a gitmekte olan bir gemideki lise öğrencilerini takip etmesine odaklanan bir filmden bahsediyorum. Bu korku dolu hikaye, en fazla dikkat çeken unsurun Jason'ın sürekli var olan ve ama hiçbir zaman tamamen açığa çıkmayan tehditkar varlığı olduğunu usulca öne çıkarıyor.
Hikaye çoğunlukla gecenin karanlığında, gençlerin bir yandan eğlenmeye çalışırken, diğer yandan da hayatta kalmaya çalışmalarını konu alıyor. Hayatta kalma eğilimleri, Jason'ın durgun ama acımasız varlığına karşı belirgin bir zıtlık yaratıyor. Gençlerden biri dalgıçlık ekipmanıyla Jason'ın mezarını kazara keşfederken, bir ölüm-kalım mücadelesi başlıyor. Jason, sudan çıktığında, durdurulamaz bir güçle öğrencilerin arasında dehşet saçmaya başlıyor.
New York'un büyüleyici skyline'ını arkaplan olarak kullanan bu film, aynı zamanda Manhattan'ın varoş sokaklarında, metro istasyonlarında ve gizemli arka sokaklarda korku dolu sahneleriyle de izleyenleri ekranlara kilitleyor. Jason Voorhees, gücünün zirvesinde, tüm vahşeti ve dehşetiyle, seyircileri şok eden bir sonla öğrencilerin peşinde koşuyor. Bu film her ne kadar korku filmi türünde olsa da, gençlerin mevcut durumu nasıl idare ettiklerine dair bazı etkileyici psikolojik unsurlar da içeriyor. Gerilim, korku ve büyüleyici bir atmosferle dolu bu hikaye, sinefillerin kaçırmaması gereken bir film olarak öne çıkıyor.
Jason’ın Kristal gölü bırakıp, vizyonunu geliştirerek Manhattan’a gittiği; adeta gurbet acısı çektiği filmdir. İyi seyirler dilerim.
9
0