Aydede

"Badi" filmine hayran olan Bekir, televizyonda gördüğü bir çocuk gibi bisikletiyle aya gitmeyi hayal eder. Bu Türk E.T. versiyonu, ona bir çocukken bile hayal kurabilmenin ve bu hayalleri gerçekleştirebileceğinin cesaretini verir. Hayatın zorluklarına karşı direnç gösterme ve yılmama konusunda ona ilham olur. Bekir'in bu düşü, çevresindekiler tarafından alay konusu olmasına rağmen, onun azimli ruhunu ve çocuksu masumiyetini yansıtır. Diğer tarafta, Rabia ve kız kardeşi ise günlük yaşamlarından daha karmaşık bir durumla baş başa kalırlar. İkisi arasında, miras üzerinde sert bir anlaşmazlık başlar. Bu durum, aile içi kardeş sevgisi ve sadakat gibi kavramları zorlamaya başlar. Rabia'nın miras meselesi, büyükanne veya büyükbaba dahil aile bireyleri arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını ve hassasiyetini gözler önüne serer. Bu bağlamda, Bekir ve Rabia'nın hikayeleri, çocuksu hayaller ve aile içi anlaşmazlıklar üzerine çarpıcı bir kontrast oluşturur. Bu karşıtlık, hayal gücünün safça masumiyeti ve miras konusu nedeniyle ortaya çıkan aile içi tartışmaların acımasız gerçekliği arasında derin bir çelişkiyi içerir. Bu çatışma üzerine kurulu hikaye, izleyiciye hem hayal gücünün gücünü hem de aile içi ilişkilerin karmaşıklığını anlatır.