Perro Guardián Film Bilgileri
Dog, bir zamanlar Peru hükümeti tarafından affedilen eski bir milis, şimdi bir tetikçi olarak hayatını sürdürmektedir. Yolunun kesiştiği onlarca insanın arasından sıyrılarak seyirciye kendisini hissettiren bu anti kahraman, karmaşık yaşamının labirentinde bir yandan hayatta kalma savaşı verirken diğer yandan da içinde bulunduğu durumu sorgular. Hikayesinde önemli bir viraja rastladığımız Dog'un, bu seferki görevi onu bir Hristiyan kilisesine götürür. Fakat bu sefer her zamankinden farklıdır çünkü bu kilisede Dog, Milagros adında genç bir kızla tanışır. Dog'da alışılagelmişin dışında bir çekim hissi uyandıran Milagros, belki de onun kalbine giden yolun başlangıcıdır. O, normalde şefkatle bağdaştıramayacağımız bu soğukkanlı katilin, belki de ilk defa insan olduğunu hissettiği kişidir. Dog ve Milagros arasında, ilk bakışta karmaşık gibi görünen ilişki, seyirciye hikayenin çok daha derin katmanlarını işaret ediyor. Bu hikaye, seyirciyi Dog'un acımasız dünyasından Milagros'un masumiyetine, askıya alınmış bir zaman çizgisine doğru sürüklüyor. Filmin geri kalanında izleyici, bu ikilinin belirsiz ve büyüleyici hikayesine tanıklık ediyor. Ancak, Dog'un geçmişi ve Milagros'un geleceği arasındaki bu hassas dengenin nasıl korunacağı, film boyunca seyircinin aklını kurcalayan bir soru olmayı sürdürüyor. Her sahnede ince bir krizin eşiğinde olan Dog'un, Milagros'a yönelik duygularının onu başka hangi yollara sürükleyeceği merakla bekleniyor. Bu, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda bir kişinin hayatta kalmak ve ahlaki bir varlık olmak arasındaki karmaşık dengeyi sorgulamasıdır. Filme dair genel izlenimim bu yönde olup, bu karmaşık ama bir o kadar da etkileyici hikayeyi sinema severlere tavsiye ederim.
