Boku no kanojo wa saibôgu (2008)

Üniversitede yalnızlık çeken bir öğrencinin, gelecekten gelen bir cyborg olan güzel ve ilginç bir kadına aşık oluşunu konu alan bir film izledim. Ana karakterimiz, dikkat çekici kişiliği, zeki humoru ve kendine özgü düşünme biçimi ile tipik bir üniversite öğrencisinden biraz farklı. Ancak yalnızlık ve sosyal hayatın karmaşası onu fazlasıyla yıpratmış görünüyor. Bu üniversite öğrencisi, beyaz perdenin en güzel ve ilginç kadınlarından biri ile karşılaştığında, hayatı kökten değişir. Bir anda kendini, gelecekten gelen bir cyborg olan bu kadına gönül vermiş bulur. Bu kadın, ilk bakışta normal bir insan gibi görünse de, aslında insanoğlunun gelecekte ulaşabileceği teknolojik ilerlemenin bir ürünüdür. Onunla gelişen romantizm, aynı zamanda karakterimizin hayat görüşünü ve değerlerini de değiştirir. Bu süreçte izleyici, aşkın sadece biyolojik varlıklar arasında değil, aynı zamanda insan ve yapay zekanın birleştiği yerde de var olabileceğini öğrenir. Film, izleyiciyi aşk, teknoloji ve kişisel gelişimin sınırlarına doğru zorlayan bir yolculuğa çıkarıyor. Filmin sonunu söylemeyeceğim ancak son sahneler, hem kalbinizi sızlatacak hem de düşündürecektir. Bu film, aşkın, teknolojinin ve insan ruhunun müthiş bir birleşimini sunuyor. Sevginin sınırlarını zorlayan bu hikaye, sizleri de tıpkı ana karakterimiz gibi yalnızlıktan çıkarıp, bilinmeyen bir aşka doğru sürükleyecek.