Huesera: The Bone Woman (2023)

Film eleştirmeni olarak, merkezinde Valeria'nın anne olma hikayesini konu edinen bu eseri değerlendireceğim. Valeria, uzun yıllar boyunca anne olmayı hayal eden bir kadın. Kendi çocuğunu büyütmeyi, ona hayat vermek için sabırsızlanan bir karakter. Bir gün, beklediği haberi alıyor ve hamile olduğunu öğreniyor. Bu, normalde sevinçle karşılanacak bir haber; Valeria'nın yıllardır içini ısıtan bir hayalin gerçek olmasını ifade ediyor. Ancak hikaye burada beklenen rotadan saptığında açıyı değiştiriyor. Valeria, hamile olduğunu öğrendiğinde beklediği mutluluğu hissetmiyor. Kendisini beklenmedik bir şekilde huzursuz ve belirsiz hissediyor. Bu durum, aslında neşe dolu bir dönem olan hamilelik sürecini karmaşık bir hale getiriyor. Film boyunca Valeria'nın bu duygusal çatışması, onun kendisi ve anneye dönüşme süreci ile yüzleşmesi izleyicilere aktarılıyor. Bu neşeli haberin üzerinde beliren bu karanlık bulut, Valeria'nın kendi iç dünyasına, hayallerine ve korkularına dair bir yolculuk başlatıyor. Film, izleyicilerin Valeria'nın annelik hayalinin gerçekleşme sürecinde yaşanan bu duygusal dalgalanmayı takip etmelerini sağlıyor. Bu anlamda, sadece bir hamilelik hikayesi değil, aynı zamanda bir kadının kendini keşfetme ve anlamlandırma hikayesi anlatılıyor.