Callie, hayalleri dünya çapında bir aşçı olmak olan genç bir kadın, çocukluk arkadaşı David'in yardımıyla, yıllık Noel buz heykel yarışmasına katılmak üzere bir kulübe kaydolur. Rakibi ise kendi patronudur. Bu rekabet, onun içinde bulunduğu iş çevresini karmaşık bir hale getirirken, Callie’nin yemek yapma ve buz heykel yapma tutkusu, romantizm ve Noel ruhuyla birleşir.
Callie'nin güçlü yemek yapıp buz heykel tasarlarken sergilediği becerisi, aynı zamanda karakterinin de güçlü yanlarını ortaya koyar. Böyle durumlarda, Callie'nin hedeflerine ulaşma hırsı ve azmi ön plana çıkar. Bu süreçte yaşadığı zorluklar ve maruz kaldığı haksızlıklar, onu daha da güçlendirir.
Öte yandan, David'in Callie'ye olan yakınlaşması ve ona destek olması, filmin romantik yönünü ortaya çıkarır. Bunun yanında, Noel'in büyülü atmosferi ve yarışmanın heyecanı, filmi izleyicilere tam anlamıyla bir "Noel filmi" deneyimi yaşatır. Ancak belirtmeliyim ki, filmin güçlü bir noktası da karakterlerin derinliği ve yarışmanın onların hayatlarına etkisi. İşte tam da bu noktada, film sadece bir romantik Noel filmi olmaktan çıkıp, bir yaşam mücadelesi ve tutkuların peşinden gitme hikayesi haline geliyor.
Sonuç olarak, Callie’nin aşçılık ve buz heykeltıraşlık ile olan tutkusu, romantizmin ve Noel ruhunun eşlik ettiği bir başarı hikayesini anlatan bir film. Kesinlikle izlemeye değer.
