Tarih sahnesindeki en büyük su canavarının yani devasa bir deniz yaratığının geri dönüşüne tanık olduğumuz bu filmde, onu yok etmek için gönderilen modern savaş gemileri ordusunun hiçbir şansı olmadığını gözler önüne seriyor. Öyle ki, bu yaratığın karşısında donanmanın gücü ve teknolojisi tamamen çaresiz kalıyor.
Film, insanın doğanın karşısındaki acizliğini bir kez daha gözler önüne sererken, aynı zamanda modern teknolojiye olan aşırı bağımlılığımızın potansiyel sonuçlarını da sorguluyor. Tarih boyunca insanlık, doğaya karşı sürekli bir mücadele içinde olmuştur ve bu film, bu mücadelenin modern çağda nasıl bir hal aldığını oldukça etkileyici bir şekilde aktarıyor.
Doğa ve teknolojinin etkileyici bir çarpışmasına tanık olacağınız bu filmde, karakterlerin duygusal hikayeleri de izleyiciyi sarıyor. Bu deniz canavarının karşısında umutsuzca savaşan donanma, aslında kendilerinden çok daha büyük bir güce karşı mücadele ediyorlar. Ancak bu deniz canavarının sadece bir yaratık olmadığını, doğanın kendisi olduğunu ve ona karşı kazanmanın imkansız olduğunu anlamaları gerekiyor.
Bu filmde, teknolojiye olan güvenimizin ve egomuzun bizi nasıl kör edebileceğini gösteren, etkileyici bir gerçeklikle karşılaşıyoruz. Film boyunca duyduğumuz "Hiçbir şansımız yok" teması, aslında tarihin bize öğrettiği büyük bir dersi hatırlatıyor: Doğa her zaman en güçlü olanıdır ve ona karşı savaşmak yerine onunla birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz.
şaka gibi film
2
2