Soygun

Sinemadan yeni bir çıkan filmden bahsedelim; ana karakterimiz olan Güven, henüz hapisten yeni çıkmış olan esrarengiz bir karakter. Neyin peşinde olduğunu anlamak biraz zaman alıyor ancak film ilerlerken Güven'in kendi çıkarları için riskli bir yol seçtiğini görüyoruz. Kendisini bir kuyumcu soygununun tam ortasında buluyor ve polislerden kaçmak zorunda kalıyor. Güven'in hızlı düşünme becerisi, onu rastgele bir evin içerisine sürüklüyor. Ayak seslerini kaybettiren, yeni boşanmış bir çiftin evi. Aslında başlangıçta sıradan gibi gözüken bu durum, bir komedi fırtınasının habercisi oluyor. Güven'in bu evdeki varlığı sıradan hayatları olan çiftin hayatını tamamen değiştiriyor. Film boyunca Güven'in hapisten çıktıktan sonra bu soygunu neden yaptığını, polislerden neden kaçtığını ve bu evi neden seçtiğini anlamaya çalışıyoruz. Ancak her sahnenin ardından, olaylar daha da karışıyor ve komedi unsurları devreye giriyor. Güven ve bu çiftin tuhaf ilişkisi, konuştukları diyaloglar ve ortaya çıkan absürt durumlar seyirciyi hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Sonuç olarak, bu film; hapisten yeni çıkmış bir adamın, hırsızlık ve kaçış hikayesini absürt bir komedi ile harmanlayarak beyaz perdeye yansıtıyor. Kendine has üslubu ve sürükleyici hikayesiyle kesinlikle izlemeye değer bir yapım.