The Girl Who Got Away (2021)

Bir kadın seri katil, hapse atıldıktan sonra kaçmayı başarıyor ve kurtulan tek kurbanını bulmak için zorlu bir mücadeleye girişiyor. Film, izleyicinin nefesini keserken, belki de en etkileyici performansı bu amansız katilin acımasız ve amansız doğasının neşeli bir şekilde resmedilmesiyle gösteriyor. Kendi adaletini sağlama girişiminde bulunan bu kadın karakter, içinde bulunduğu durumun trajedisini ve çaresizliğini de gözler önüne seriyor. Filmin ana teması, hayatta kalmak için ne kadar ileri gidilebileceği ve intikamın tatlı mı yoksa acı bir yolculuk mu olduğudur. Birçok sahnede, kurbanının hayatını kurtaran olayların gerçekleştiği yerlere dönüşüyle, izleyici geçmişi ve şimdiki zamanı aynı anda yaşar. Bu, film boyunca süren bir döngü haline gelir ve izleyiciye gerilim katmanları yaratır. Film, kaçan kadın seri katilin yolculuğunu, onun kendi adalet sistemini oluşturma çabasını ve kurtulan tek kurbanına olan takıntısını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Yönetmen, izleyicilerin bu karmaşık karakter ile empati yapmasını sağlayarak, belirsizliği ve belirsizliği etkili bir şekilde kullanıyor. Aynı zamanda, bu film, bir kadın seri katil üzerinden toplumsal cinsiyet rolleri ve eşitsizlikler üzerine de düşündürüyor. Erkek egemen bir dünyada kadının gücü ve ne olursa olsun hayatta kalma arzusu etkileyici bir şekilde yansıtılıyor. Sonuç olarak, tekrar tekrar izlenebilecek bir film olduğunu düşünüyorum. Kendine özgü bir hikayesi olan bu film, izleyicisine sadece bir seri katilin hikayesini değil, aynı zamanda bir kadının hayatta kalma mücadelesini de anlatıyor.