İki aşk hayatında tükenmiş kişi, bir düğünde karşılaşır ve gardırop odasında neredeyse birlikte olacakları noktaya gelirler ama son anda dururlar. Eğer bu, gerçekten ciddi bir ilişkinin başlangıcı olabilirse, geçmiş hakkında dürüst itiraflarda bulunmayı kabul ederler.
Aşka dair umutlarını yitirmiş olan bu iki kişi, hayatın ironik bir oyunu sonucu bir düğünde yolları kesişir. Ancak birlikte olacakları an, gardırop odası gibi tesadüfi ve sıradan bir yerde vuku bulmaktadır. Oysa insan romantizmin büyülü dokunuşlarını, kusursuz bir restoranda veya ay ışığında bekler. Ancak hayatın kendisi, aşkın bu tahmin edilemezliğini ve spontane doğasını bize bir kez daha anımsatır. İşte tam da bu noktada, bu iki 'romantik yakıtı tükenmiş' karakter, ilişkilerini aceleye getirmeden önce bir mola verirler.
Belki de sevginin gerçek yüzünü bulmaya bir adım daha yaklaştıklarını hissederler. Ve eğer bu, aradıkları 'gerçek şey' ise, geçmişlerini birbirleriyle paylaşmayı, en samimi itiraflarıyla birbirlerine açılmayı kabul ederler. Bu karar, belki de onların birbirlerine olan güvenlerini artırmak ve ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtmak için bir adımdır. Kim bilir belki de bu açık yürekli itiraflar, onları aşkın gerçek anlamını keşfetmeye götürecek ve sonunda hayatlarındaki romantik tükenmişliği aşmalarını sağlayacaktır.
Öneri olarak açtım ve güzel hikaye işleyişinde bir film olmuş teşekkürler arda can ufuk
3
0