Günümüz İran'ındaki yaşanmış bir olayı izleyiciye sunan film, 22 yaşındaki Maryam'ın, 65 yaşındaki kocası Nasser'ı kazara öldürmesiyle başlıyor. Bu trajik olay neticesinde Maryam, ölümle cezalandırılıyor. Ancak burada noktalanmayan hikaye, karmaşık aile bağları ve toplumsal baskıları ele alarak kurnaz bir dönüş yapıyor. Maryam'ın kurtuluşu, ölen Nasser'ın kızı Mona'ya bağlı. Mona, babasının ölümünü affedip bu durumu canlı yayında dile getirmesi durumunda Maryam'ın hayatına kasteden hakimlerin kararını değiştirebilecek tek kişi.
Bu dram dolu İran filmi, adalet, insaniyet ve affetmenin kuvvetli temalarını kullanarak seyirciye güçlü bir mesaj veriyor. Şoke edici bir başlangıçla, Maryam'ın yaşadığı korkunç durumun keskin ve acımasız bir portresini çiziyor. Ancak daha sonra, Mona'nın içinde bulunduğu ikilemle beraber hikaye ilerliyor ve izleyiciyi ahlaki bir çıkmaza sürüklüyor. Nasser'ın ölümünün ardından Maryam'ı affedebilecek mi? Yoksa babasının intikamını mı alacak?
Film boyunca, hem Maryam'ın hem de Mona'nın yaşadığı duygusal baskıyı hissedebiliriz. Ayrıca, filmin popüler bir TV şovu üzerinde yoğunlaşması, hikayenin iki kadın arasındaki çatışmayı ve toplum baskısını daha da güçlendiriyor. Bu film, adaletin ve affetmenin kavramları üzerine derin bir düşündürme sunuyor, izleyicinin kendi değerlerini ve inançlarını sorgulamasını sağlıyor.
