Christopher Nolan'ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde Batman, Gotham şehrinin kontrolünü kendi kanatları altına almak isteyen ve 'Penguen' diye tabir edilen deformasyon geçirmiş bir adamla karşı karşıya gelir. Şehirde kaos ve korku hüküm süren bu süreçte, Penguen'in amacına ulaşmasına yardımcı olan acımasız bir iş adamı ve bu iş adamının bir çalışanı olan ve sonradan Catwoman haline gelen bir kadın, Batman'in başını ağrıtacak unsurlar olmuştur.
Bu filmde, Nolan'ın karanlık, atmosferik ve detaycı tarzını net bir şekilde görebiliriz. Penguen karakteri, gerçekçilikten uzaklaşıp fantastik bir öğeye dönüşmüşken, Nolan'ın onu daha somut ve insana özgü bir şekilde tasvir ettiğini görüyoruz. Aynı şekilde Catwoman karakteri de, güçlü ve bağımsız bir kadın figürü olarak Batman'in macerasına dahil edilmiş.
Bu hikaye, Batman'in hem Penguen ile hem de onunla işbirliği yapan acımasız iş adamı ve Catwoman'la olan çatışmasını konu alıyor. Batman'in bu güçlü düşmanlarını yenebilme kapasitesini, kendi iç sıkıntıları ve Gotham'ın halkının ona olan inancı ve güveninin sorgulanması gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Her ne kadar bu filmde Batman'in kahramanlığı ve adalet mücadelesi ön planda olsa da, tüm bu karakterlerin karmaşık ve çarpık dünyasının detayları ve dinamikleri de ana hikayeyle iç içe geçirilmiş durumda. Öte yandan, Penguen ve Catwoman'ın kötü karakterler olarak inşa edilmiş olmalarına rağmen, onların kendilerine has motivasyonları ve yaşadıkları sıkıntıları anlamaya çalışmak, filmi daha karmaşık ve ilginç kılıyor. Bu kompleksliği, Gotham'ın gerçek dünyadaki modern metropollerin gölgesinde nasıl şekillendiğini ve insanların kendi içlerindeki çatışmalarının bu toplumsal dinamiklerle nasıl karşılaştığını anlatan bir ayna gibi görüyorum.