Bir zombi virüsü salgını patlak verdiğinde, bir asansörde sıkışıp kalan ve birbirinden farklı karakterlere sahip yığınla insanın, onlarla aynı alanda bulunan enfekte olmuş bir yolcuya karşı ve asansörün dışında onları bekleyen karmaşık zombi sürüsüne karşı hayatta kalma mücadelesi vermesi gerekmektedir.
Film, insanların hayatı tehlikede olduğunda nasıl ölüm kalım savaşı içine düştüğünü, birbirleriyle nasıl işbirliği yapmak zorunda kaldığını ve birlikte hareket etmenin önemini vurguluyor. Asansörde sıkışıp kalan yolcular arasında farklı yaş, kesim ve meslek grubundan insanlar bulunuyor. Her biri kendi hayatta kalma taktiklerini uygularken, bir yandan da diğerleriyle işbirliği yapmanın ve birlikte hareket etmenin hayati olduğunu anlıyorlar.
Dış dünyayla iletişimleri kesilmiş ve dışarıdan gelebilecek her türlü yardıma kapalı olan bu insanlar, birlikte hareket etmek ve bir arada kalabilmek için çaresizce çabalıyorlar. İçlerinde enfekte olmuş bir yolcunun bulunması ise durumu daha da karmaşıklaştırıyor.
Filmde, zombi virüsünün aslında bir metafor olduğunu ve toplumun ne kadar çabuk çözülebileceğini, durumun ciddiyetini anladığımızda nasıl birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu izleyiciye, gerçek dünyada karşılaşabileceğimiz zorluklara karşı nasıl bir tutum sergilememiz gerektiği konusunda düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.
Sonuç olarak bu film, bir zombi salgını bağlamında içinde bulunduğumuz zor durumda ne kadar güçlü olduğumuzu, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin önemini ve hayatta kalmanın en etkili yolunun birlikte hareket etmek olduğunu bizlere hatırlatıyor.