Ermanno hayatını kenar mahallelerde kumarla ve ufak tefek hırsızlıklarla geçiren fakir bir adamdır. Bir gün amcası, Polonya’dan İtalya’ya gelmiş olan Lena isminde genç bir kız ile Ermanno’yu tanıştırır. Lena, karnında taşıdığı bebeğini satarak elde edeceği para ile Almanya’da yeni bir hayat kurmak istemektedir. Ermanno’nun amcasının eşinin ise çocuğu olmadığından dolayı amcası, Ermanno’yu yeni doğmuş olan çocuğun biyolojik babasıymış gibi rol yapması için ikna eder. Bu sayede amcası bebeğin vesayetini üstlenebilecektir. Para karşılığında yapılan bu teklifi, Lena da kabul eder. Sonrasında Lena, Ermanno’nun evine taşınır. Çift, uzun ve sessiz geceler paylaşır. Ancak bir gün, bir partiden sonra Lena’nın doğum sancıları başlar. Ermanno, Lena’yı hızlıca hastaneye götürür. Dolayısıyla Sole zamanından önce doğar. Bu sebepten ötürü de anne sütüne ihtiyacı olur ve Lena, Sole ile ilgilenmeye mecbur kalır. Lena kızı ile arasında hızlı büyüyen bağı reddetmeye çalışırken, Ermanno ise Lena ve Sole’yi gerçek ailesi gibi görmeye başlar.