Simon, sadece sekiz yaşında ve bir yetim. Hayali, onu kabul etmeye istekli bir aile bulabilmek. Ancak Simon, diğer çocuklardan farklı. O, kendine ait gizemli bir güce sahip: Dokunduğu her kişinin görünümünü alabilme yeteneği.
Simon’un hikayesinin anlatıldığı bu film, sekiz yaşındaki bir çocuğun dünyasını, hayallerini ve umutlarını merkeze alıyor. Simon, yetimhanede diğer çocuklardan biraz farklıdır, çünkü onun bir sırrı vardır. Dokunduğu kişinin görünümüne bürünebilir. Bu özelliği ona hem avantaj hem de dezavantaj sağlar. Bu gücü kullanarak, ailesini bulmayı umut eder. Ancak bu özelliği onu aynı zamanda karmaşık ve tehlikeli durumların içine de sürükleyebilir.
Simon'un bu benzersiz yeteneği, filmin merkezinde yer alıyor ve karakterin iç dünyası, hayalleri, korkuları ile birleşerek hikayeye derinlik katıyor. Bu film, bir yandan bir çocuğun aile özlemi ve bu uğurda göze aldığı riskleri anlatırken, diğer yandan bir çocuğun olağanüstü bir yeteneğini, hem umut verici hem de tehlikeli bir araç olarak nasıl kullandığını gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra, Simon'un her dokunuşu ile bir başkasının görünümüne bürünmesi, izleyicileri kendine çekiyor ve merak unsuru oluşturuyor. Bu da filmi sadece bir yetim çocuğun aile bulma hikayesinden daha fazlası haline getiriyor.