Deniz kenarındaki bir İrlanda kasabasında geçen bu filmde, dul bir adamın hayatına odaklanıyoruz. Adamın hayatı, ziyaretçi bir korku romanı yazarıyla olan kıvılcımların altında yeni bir aşka doğru kayarken, aynı zamanda hayaletler gördüğüne dair bir inanca kapılıyor. Bu sakin kasabanın sıradanlığı, gelen yabancı yazarla birlikte yavaş yavaş bozuluyor ve kasabanın üzerinde tuhaf bir atmosfer beliriyor.
Hem romantik hem de doğaüstü öğeleri bir araya getiren bu film, izleyiciyi alışık olmadığı bir hikaye anlatımıyla karşılıyor. Film aynı zamanda, kayıplar ve yas sürecini ele alıyor ve bu süreçte insanların nasıl hayal dünyalarına sığınabildiğini ve gerçeklikle bağlarını nasıl zayıflatabildiğini ince bir şekilde işliyor.
Anlatılan hayalet hikayeleri, bir yandan filmi gizemli bir hava içerisine sürüklerken; diğer yandan da karakterlerin iç dünyalarına, korkularına ve arzularına bir ayna tutuyor. Aynı zamanda bu doğaüstü unsurlar, filmi sıradan bir aşk hikayesinden çıkarıp, içerisinde düşündürücü unsurlar barındıran orijinal bir yapıma dönüştürüyor.
Dul adamın hayalet görme inancı, dahil olduğu bu yeni aşk ilişkisine ve yaşadığı kasabanın dinamiklerine de farklı bir bakış açısı getiriyor. Bu bir taraftan onun başka bir dünyayla bağlantısı olduğunu gösterirken, diğer taraftan da kendi iç dünyasındaki çalkantıları ve kafa karışıklığını yansıtıyor.
Filmdeki her karakter, aşkın ve hayaletlerin bu tuhaf dansına dahil oluyor ve sonucunda izleyici, sıradan bir İrlanda kasabasında geçen sıra dışı bir öyküye tanık oluyor.
Sıkıcı geldi bana film
0
0